Yayın tarihi: 27 Kasım 1998
Yönetmen: Ömer Vargı
Film müziğinin bestecisi: Mazhar Alanson
Senaryo:
Hakan Haksun, Ömer Vargı, Cem Yılmaz
Oyuncular:
Cem Yılmaz, Mazhar Alanson, Nurgül Yeşilçay, Ayumi Takano
IMDb: 7.8/10
Ne yazık ki Türk Sineması hakkında pek söylebileceğim birşey yok. yerli sinemamıza pek nadir vakit ayırıyorum. Bundan dolayı konuya hakim biri değilim. ama yinede bir iki çemkirmeden yapamayacağım..
Hayatımın uzun bir dönemini Beyoğlu -Yeşilçam, Sadri Alışık Sokak ve civarında geçirmiş birisi olarak, dizi dönemi öncesindeki, bitmiş, terkedilmiş Yeşilcam kişiliklerini de az çok tanıyorum hatta birlikte zaman geçirmişliğim, bardak tokuşturmuşluğum var.
Amacım tabii ki yeşilcamdan bahsetmek değil. onu ve problemlerini hepimiz az çok biliyoruz. "Amacım yakın dönem Türk/Türkiye sinamasından bahsetmek iken dilim neden Yeşilçama gidiyor" diye düşündüğümde, içimden bir ses yakın dönem Türk sinemasınında benzer hatalar içinde kıvrandığını ve sadece dönemsel başarıların sonunda bitip yok olacağını söylüyor.
Muhtemelen yanılıyor olabileceğim, cahil olduğum bu konuda beni en başta rahatsız eden; teknik acıdan eli güçlenmiş olan sektorun, halen kendine özgü yaratıcı senaryolar üretememesi. Sürekli aşiret kökenli, kendini şehir ortamında kanıtlamış bir köy göçmeni karakterin istanbuldaki a-plus hayat tarzına damgasını vuruşunu izliyoruz.
Türkiye şartlarında şehirlerin tamamına yakınının kendini ıspatlayamamış köy göçmeni insanlarla dolu olması, ticari acıdan doğru bir bakış acısı olan bu tarz senaryoların tabii ki satmasını sağlıyor olsa da bana kalırsa hem sanatsal acıdan tatsız, ezik, eksik hem de sektorel acıdan Yeşilcamı anımsatıcı.
Seksüel devrimini tamamlamamış bir ülkenin, adeta seferber olmuşcasına, her dizide, her filmde, bir kadınlar günü edasıyla dedikodu yapması, bolbol silah kullanıp sağa sola tespih sallayan senaryolar üretip çekmesi, ne yazık ki benim vizyonumda anlam bulamıyor. Öyle ki arak ya da "aşırı esinlenilmiş" hatta zorlanmış zorlanmış anca farklı birşeyler çıkarılmış senaryoları izlediğimde, "hiç yoktan iyidir" der hale geldim.
Türkiye sineması bütün bunları aşarsa önü acık demek isterdim ancak o aşamada oyuncu problemi cıkıyor karşıma. Hakikaten dünya sinemasını dikkatli takip edenler çok net görebilir ki "istisnalar dışında" berbat oyuncularımız var. Artık çalışma yoğunluğu ve şartlarımı yoksa yeteneksizlik ve sanatcı-sinemacı ruhun eksikliğimi bilemiyorum.
Film bahanesiyle, sağa sola, herkese çemkirttikten sonra şunu söylemek isterim ki "Herşey Çok Güzel Olacak" filmi, bir yol filmi tutkunu olan beni her izlediğimde, sakinleştirip; kötü senaryo, kötü oyunculuk, kötü kurgu, kötü ışık gibi polemiklerden koparıp alır. Belki de bu baş karakterin biraz ruhdaşım oluşu, hayatının yaşadığım çevrede geçişi ya da benimde onun gibi hayatta her çabalayışımda başarısızlık fırsatlarını asla kaçırmayışımdandır..
Yazı: OvErUyUz
Film Hakkında
Her Şey Çok Güzel Olacak, 1998 Türkiye yapımı güldürü filmidir.
Ömer Vargı'nın yönettiği filmin yapımcılığını Filma-Cass adına Mine Vargı üstlenmiş, görüntülerini ise Garry Turnbul çekmiştir. Cem Yılmaz'ın Mazhar Alanson ile başrollerini paylaştığı ilk sinema deneyimidir. Ayrıca Cem Yılmaz bu filmin senaryosunda da yer almıştır.
Altan, karıştığı kavga sırasında yıllardır görmediği kardeşi Nuri'yle
karşılaşır. Nuri'nin çalıştığı ecza deposunu, uzun süredir açmayı
planladığı bar için bir para kaynağı olarak görür. Çeşitli uğraşlardan
sonra Nuri'ye tekrar yakınlaşmayı başaran Altan, farkına varmadan hem
kendisini hem de Nuri'yi tehlikeli maceraların içine sürükler. Nuri ve
Altan, her şeyin çok güzel olacağını umarak yaşamla mücadeleye devam
ederler.
FRAGMAN
Herşey Çok Güzel Olacak
(Tek Parça Full Hd izle)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder